Doğal yollarla çocuk sahibi olan çiftlerin sayısındaki azalma, taşıyıcı annelik gibi yardımcı üreme yöntemlerine hem talebi artırmış hem de bu yöntemlerin yerindeliğini tartışmalı hale getirmiştir. Türk hukukunda taşıyıcı annelik, 2018’den bu yana gündemde olmamakla birlikte, mevcut düzenlemeler yalnızca evli çiftlerin homolog üreme hücrelerini kullanarak yardımcı üreme tedavilerinden faydalanmalarına izin vermektedir. Heterolog yöntemler ve taşıyıcı annelik yasaktır ancak taşıyıcı anneliğe yönelik cezai yaptırımlar da bulunmamaktadır. Kanun koyucu bir yandan taşıyıcı annelik uygulamalarına sessiz kalarak çiftleri taşıyıcı anneliğin serbest olduğu ülkelere “üreme turizmine” yönlendirmekte, diğer yandan da bu çiftlere Türk hukukunda yeterli hukuki korumayı sağlamamaktadır. Oysa yasaklamak yerine düzenlemek, taşıyıcı anneliğin sıkı denetim altında uygulanmasını sağlayabilir. Bu da etik ve yasal pek çok soruna çözüm getirebilir. Bu çalışmada, taşıyıcı annelik uygulamalarının Türk hukukunda tabi olacağı hukuki düzenlemeler ortaya koyulduktan sonra Türk hukukunun mevcut yapılarına uyumlu bir taşıyıcı annelik düzenlemesi yapılmasının mümkün olup olmadığı tartışılacaktır.
The decline in the number of couples having children naturally has both increased the demand for assisted reproductive methods such as surrogacy and made the appropriateness of these methods controversial. In Turkish law, surrogacy has not been on the agenda since 2018, and existing regulations only permit married couples to utilize homologous reproductive cells for assisted reproduction treatments. Heterologous methods and surrogacy are prohibited, but no criminal penalties are imposed for surrogacy. On one hand, the legislator remains silent on surrogacy, indirectly directing couples to engage in “reproductive tourism” in countries where surrogacy is legal, on the other hand, these couples are not provided adequate legal protection under Turkish law. Instead of prohibiting surrogacy, regulating it could ensure its application under strict supervision, potentially addressing numerous ethical and legal issues. This study explores the legal regulations that surrogacy practices would be subject to under Turkish law and discusses whether a surrogacy framework compatible with the current structure of Turkish law can be established.