Türk hukukunda boşanma halinde birlikte velayetin mümkün olup olmadığı ile ilgili açık bir kanuni düzenlemeye yer verilmemiştir. Kanaatimizce TMK m. 182/f. 2 ile TMK m. 336/f. 3 hükümleri, emredici nitelikte olmadıklarından boşanma halinde birlikte velayetin önünde hukuki bir engel oluşturmamaktadır. Fakat uygulamada yaşanabilecek tereddütlerin önüne geçebilmek için Türk Medeni Kanunu’nda boşanma halinde birlikte velayet kural, tek başına velayet ise istisna teşkil edecek şekilde hukuki bir düzenleme yapılması isabetli olacaktır. Boşanma halinde birlikte velayete karar verilmesinde çocuğun üstün menfaati belirleyici bir rol oynar. Birlikte velayetin temelinde, anne ve babanın çocuğa ilişkin önemli konularda birlikte karar alması ve üçüncü kişilere karşı çocuğu birlikte temsil etme yetkisi yer almaktadır. Boşanmış olan anne ve baba, birlikte velayete rağmen çocuğu tek başına temsil ederse, yetkisiz temsil durumu ortaya çıkar ve TBK m. 46 gereğince yapılan işlem çocuğu bağlamaz. Çocuğun temsil edilmesinde, fiil ehliyeti bakımından çocuğun durumu ile kullanılacak hakkın hukuki niteliği de (şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hakkın bulunup bulunmadığı) önem arz eder.
There is no explicit legal regulation in Turkish law regarding the possibility of joint custody in case of divorce. In our opinion, since the provisions of Article 182/II of the TCC and Article 336/III of the TCC are not mandatory, they do not constitute a legal obstacle to joint custody in case of divorce. However, in order to prevent any hesitations that may arise in practice, it would be appropriate to make a legal arrangement in the Turkish Civil Code, so that joint custody in case of divorce constitutes the rule and sole custody constitutes the exception. The best interest of the child plays a decisive role in deciding on joint custody in case of divorce. The basis of joint custody is the authority of the mother and father to take decisions together on important issues regarding the child and to represent the child together against third parties. If the divorced parents represent the child alone despite joint custody, an unauthorized representation situation arises and the transaction made pursuant to Art. 46 of the TCO is not binding on the child. In the representation of the child, the status of the child in terms of capacity to act and the legal nature of the right to be used (whether there is a right strictly dependent on the person) are also important.