Tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisinin Türk hukukunda iki farklı koldan geliştiği, son dönemde bu farklı temellerin birbirine yaklaştığı, bir anlamda harmanlandığı gözlemlenmektedir. Bir yandan organik bağ kriterleri tespit edilerek ilişkili şirketin sorumlu kılınmasının ağırlık taşıdığı yirmi yıla yakın bir yargı uygulaması söz konusudur. Diğer yandan teorinin maddi hukuka ilişkin koşulları olarak, malvarlıklarının ve alanların karışması, öz kaynak yetersizliği, yabancı yönetim şartlarının mevcut olması gerektiği öğretide belirtilmektedir. Bu noktada çalışma kapsamında, teorinin uygulanmasının ve ilişkili şirket/şirketlerin sorumlu kılınmasının gündeme geldiği yargı kararlarında, teorinin maddi hukuka ilişkin şartlarının, ne kadar karşılık bulduğu, uygulanma alanı bulup bulmadığı, organik bağ kriterleri çakışma ve ayrışma noktalarının bulunup bulunmadığı araştırılmıştır. Bu bağlamda anılan şartların, kararlarda organik bağlardan ayrı koşullar olarak mı yer bulduğu, yoksa ortak bir paydada buluşup buluşmadığı, ya da kümülatif olarak mı mevcut olması gerektiği hususları değerlendirilmiştir.
Tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorisi, sermaye şirketlerinin temelini oluşturan sınırlı sorumluluk ve ortakların şirket borçlarından sorumlu tutulamaması yönündeki ilkelere önemli bir istisna teşkil ettiğinden sınırlı uygulama alanı bulur. İstisnai ve ikincil niteliktedir, öncelikle borçlu şirketin takip edilmesi gerekmektedir. Teorinin uygulanmasını sınırlandıran bu şartların ilişkili şirketin sorumluluğuna ilişkin kararlardaki uygulanma şekli ve görünümü incelenmiştir.
It has been observed that the theory of piercing the corporate veil has developed from two different branches in Turkish law, and this different basis has converged and blended in a sense recently. On the one hand, there is a judicial practice of nearly twenty years in which the organic bond criteria weighted as a legal basis for holding liable the related company. On the other hand, it is stated in the doctrine as the substantive law conditions of the theory, that the commingling of assets and affairs, undercapitalization, and foreign management conditions should be present. At this point, within the scope of the study, it has been researched how much the theory's substantive law conditions are met in the judicial decisions where the application of the theory and the liability of the related company/companies are on the agenda. The question whether those conditions find an application area or not and the overlapping and diverging points of the organic tie criteria are being examined. In this context, it has been evaluated whether the aforementioned conditions take place in the precedents as separate conditions from the organic ties, whether they meet on a common denominator, or whether they should exist cumulatively.
The theory of lifting the veil finds a limited application area, as it constitutes an important exception to the principles of limited liability and the principle that the partners cannot be held liable for the debts of the company, which form the basis of capital companies. Thus, the theory is exceptional and secondary; first of all, the debtor company must be followed. Accordingly, have been examined the application area and appearance of these conditions, which limit the application of the theory, in the decisions regarding the liability of the related company.