YURTİÇİNDE ADLİ BİRİMLERCE EL KONULAN SAHTE/TAKLİT EMTİANIN GÜMRÜK MEVZUATI BAKIMINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ
Author :
Abstract
Ticarete konu emtianın değerinin belirlenmesinde en önemli etkenlerden biri olan ‘marka’ başta olmak üzere sınai mülkiyet haklarının ulusal ve uluslararası alanda korunması günümüzde oldukça önemlidir. Marka hakkının korunmasında temel mevzuat 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu olmakla birlikte sahte/taklit emtia 4458 Sayılı Gümrük Kanunu ve 5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu kapsamında da değerlendirilmektedir. Dünya genelinde olduğu gibi, ülkemizde de, gerek ulusal yasalarla düzenlenmesi gerekse de uluslararası yasalara tabi olmanın getirdiği yükümlülüklerle birlikte marka hakkının korunması, bir diğer anlatımla sahte ürünlerle mücadele edilmesi kamu kurum ve kuruluşlarına sorumluluklar yüklemektedir. Marka hakkı ihlalini işleyenlere veya sahte ürünleri ticari dolaşıma sokanlara ise adli ve idari anlamda müeyyideler uygulanmaktadır. Bu süreçlerin yürütülmesinde ise 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu hükümleri ile birlikte 4458 Sayılı Gümrük Kanunu ve 5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu hükümlerinin aynı anda uygulanması, eşyanın statüsü ile birlikte devam eden adli süreçlerde eşyaların tasfiyesi, imhası ve sahibine teslimi süreçlerinde kamu idarelerini bir takım tereddütlere sevk etmekte ve uygulamada usul hatalarına sebebiyet vermektedir. Bu anlamda marka hakkını ihlal ettiği varsayımı bulunan işlemlerin bir gümrük kaçağı eşyaya konu olup olmadığının ihlalin ilk evrelerinde doğru değerlendirmeye tabi tutulması büyük önem arz edecektir.
Keywords
Abstract
Today, it is very important to protect industrial property rights in the national and international arena, especially the 'brand', which is one of the most important factors in determining the value of the commodity subject to trade. While the main legislation in the protection of the trademark right is the Industrial Property Law No. 6769, counterfeit/imitation goods are also evaluated within the scope of the Customs Law No. 4458 and the Anti-Smuggling Law No. 5607. In our country, as in the rest of the world, the protection of trademark rights, in other words, the fight against counterfeit products, together with the obligations of being subject to international laws and regulations, Kl circulation. In the execution of these processes, the simultaneous implementation of the provisions of the Industrial Property Law No. 6769 and the provisions of the Customs Law No. 4458 and the Anti-Smuggling Law No. 5607 lead the public administrations to some hesitations in the processes of liquidation, destruction and delivery of the goods in the ongoing judicial processes along with the status of the goods and causes procedural errors in practice. In this sense, it will be of great importance that the transactions, which are assumed to violate the trademark right, are subject to a customs smuggled goods or not, in the first stages of the infringement, to be evaluated correctly.