Ekonomik işbirliği amacıyla kurulan Avrupa Ekonomik Topluluğu, zamanla siyasi, içtimai ve kültürel işbirliğini de meydana getirebilecek adımlar attı. Maastricht Antlaşması, bu birliğin kuruluşundaki en önemli belgelerden biridir. Bu antlaşma, 1 Kasım 1993 tarihinde yürürlüğe girerek Avrupa Birliği’nin temelini oluşturmuştur. Bu temel çerçevesinde 1 Ocak 2002 tarihinde 12 ülke ile ortak para birimine geçilmiştir. Nihayetinde 2007 yılında imzalandıktan sonra yürürlüğü 2009 yılı olan Lizbon anlaşması ile Avrupa Birliği’nin kubbesi tamamlanmıştır. Bu birlik ile ticari işbirliğine girilebilmesi için, birliğin belirlemiş olduğu standartlara uymak zorunluluğu getirilmiştir. Bu çalışmamız da AB ile ticaret yapılabilmesi için, AB tarafından belirlenmiş “Yeni Yaklaşım Yönergeleri” doğrultusunda “onaylanmış kuruluş” kavramının ne olduğu, CE işareti bulundurma gerekliliği, Türkiye’nin bu husustaki mevcut durumu ve Türk Hukukundaki yeri inceleme konusu yapılmıştır.
The European Economic Community, which was established for the purpose of economic cooperation, took steps that could bring about political, social and cultural cooperation over time. The Maastricht Treaty is one of the most important documents in the establishment of this union. This treaty entered into force on 1 November 1993 and formed the basis of the European Union. Within the framework of this basis, a common currency was adopted with 12 countries on 1 January 2002. Ultimately, the dome of the European Union was completed with the Lisbon Treaty, which was signed in 2007 and became effective in 2009. In order to enter into commercial cooperation with this union, it is obligatory to comply with the standards determined by the union. In this study, in order to be able to trade with the EU, the concept of "notified body" in line with the "New Approach Directives" determined by the EU, the requirement to have CE marking, the current situation of Turkey in this regard and its place in Turkish Law have been examined.