Çağımızda rekabet koşullarının gereği olarak şirketler topluluğu ve benzeri yapılanmalar giderek yaygınlaşmaktadır. Bu durum ülkemizi de etkilemiş ve bu nitelikteki fiili yapıların ortaya çıkmıştır. Bu durum kanun koyucuyu da harekete geçirmiştir. Böylece zaten fiilen var olan şirketler topluluğu ve benzeri yapılanmalar Türk ticaret hukukunda ilk defa 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda(TTK) ilk defa hukuki bir kurum olarak düzenlenmiştir (TTKm195-209).Bu düzenleme TTK’nın Türk hukukuna kazandırdığı önemli yeniliklerden biridir.Ancak bu düzenlemenin içerdiği bazı ifadeler Türk hukukunda öğreti tarafından düzenlemenin bütününün amacına ve hakkaniyete uygun sonuçlara ulaşılabilmesi bakımından belirsiz veya yetersiz olduğu gerekçesiyle eleştirilmiştir. Bu belirsizlik ve yetersizliğe bağlı düzenlemenin bütününün amacınave hakkaniyete aykırı sonuçların bertaraf edilebilmesi için de tüzel kişilik perdesinin kaldırılması ilkesinin uygulanması bir çözüm seçeneği olarak önerilmiştir.
Bu makalede TTK şirketler topluluğu düzenlemesinde yer alan ve belirsiz veya yetersiz olduğu gerekçesiyle eleştirilen ifadeler ve öğretide bu ifadelere yönelik eleştiriler tespit edilmiş ve incelenmiştir.Sözkonusu ifadelerin yetersizliği veya belirsizliğine ilişkin değerlendirmeler yapılarak gerçekten tüzel kişilik perdesinin kaldırılması ihtiyacının bulunup bulunmadığı hususunda sonuca varılmıştır.
The conglomerates of companies and similar structurings become prevalent gradually as a requirement of the competition conditions at our era. This circumstance has affected our country as well and the actual structures in this nature have come forth. This case also set the law maker in motion. Thus, the group of companies and similar structurings, which have been actually available therein, have been regulated as a legal institution in the Turkish trade legislation for the first time in the Turkish Trade Law (‘’TTK’’) no. 6102 (Article 195-209) of the Turkish Trade Law). This regulation is one of the innovations, brought by the Turkish Trade Law in the Turkish legislation. However, some wordings, contained by this regulation, were criticized by the doctrine at the Turkish legislation on the ground that they were uncertain or insufficient in respect of reaching the conclusions conforming to the equity and objective of the entirety. For the elimination of the results contrary to the equity and objective of the entirety of the regulation subject to the said uncertainty and insufficiency, the application of the principle of lifting the veil of incorporation has been proposed as an alternative of solution.
The wordings that take place in the regulation of the group of the companies of the Turkish Trade Law and are criticized on the grounds of uncertainty and insufficiency, and criticisms regarding these wordings in the doctrine have been determined and examined. It has been concluded on the fact whether there has been any requirement of lifting the veil of incorporation actually by making evaluations with relation to the uncertainty and insufficiency of the mentioned wordings.