Hukuk teorisi alanına 1980lerde dâhil olan Yeni Kurumsalcılık, hukuki pozitivizmin klasik anlaşılma biçimlerinin ötesinde fakat sistem dışı değerlere de yaslanmayan bir hukuk sistemi analizi yapar. Yeni Kurumsalcılığa göre, normun ve normatif dünyanın bir sosyal gerçeklik olarak varlığını açıklamak için sadece sistemi dıştan gözlemlemek yetmez, Hart’ın içsel bakış açısı adını verdiği yöntemle normlara uyan aktörleri de “anlamak” gerekir. Bu anlama ( Weberyan anlamıyla Verstehen) , Neil MacCormick ve Ota Weinberger’e göre hem birer normatif kurgu hem de birer toplumsal gerçeklik olarak kurumlar vasıtasıyla mümkün olur. Kurum kavramını da kendilerinden önceki sosyolojik kullanımdan daha geniş, daha analitik bir alana çeken düşünürler, hukuki pozitivizmin darboğazını kurumların varlığını temel alan bir hermenötik faaliyet ile aşabileceği kanaatindedirler.
New Institutionalism, a legal theory developed in 1980s, designs a legal system that goes beyond the well known approaches within legal positivism, that does not rely on non_legal values for that. According to New Institutionalism, in order to explain the existence of the norm and the normative world as a social reality, it is not only necessary to observe the system from the outside, but also to "understand" the actors conforming with the norms. This actually is what H.L.A Hart calls “the internal point of view”. According to Neil MacCormick and Ota Weinberger, such an understanding ( Verstehen in Weberian sense) is only possible with help of legal institutions as both normative fiction and social reality. The authors that conceptualize institution in a broader scope and from a more analytical perspective than that of the sociological approach before them, claim that the bottleneck of legal positivism can be overcome by a hermeneutic activity based on the existence of institutions.