The arbitrator, by exercising a judicial function, is on the one hand akin to a judge. Hence, arbitrators benefit, just like state judges, from immunity in exercising their duties as arbitrator. Their liability cannot, in principle, be invoked on the basis of how and what they have judged, unless they have committed fraud or acted in gross negligence. But, arbitrators are on the other hand service providers. As such, they must be held liable when they have not performed, or poorly performed, the promised service. The arbitrator, as a private judge in a way, is vested with a jurisdictional mission by a civil law agreement known as the arbitrator’s contract. In our study, the arbitrator’s contract and the applicable law issues which arise when there is a foreign element in that contract are discussed in reference to Turkish Private International Law and comparative law.
Tahkim yargılamasının tarafları ile hakemler arasındaki ilişki, sözleşmesel bir ilişkidir. Hakem sözleşmesi olarak adlandırılan bu sözleşme, bir yandan hakemlerin yargılama yetkisinin temelini oluştururken diğer yandan da, tıpkı diğer sözleşme tiplerinde olduğu gibi, sözleşen taraflara bazı hak ve borçlar yükler. Dolayısıyla, hakemlerin hakem sözleşmesinden doğan borçlarını hiç veya gereği gibi yerine getirmemeleri halinde sözleşmesel sorumlulukları gündeme gelebilecektir. Yabancılık unsuru taşıyan hakem sözleşmeleri açısından, bu sorumluluğun hangi şartlarda ve hangi ölçüde ileri sürülebileceği sorularına cevap bulunabilmesi için kuşkusuz ki öncelikle, ilgili sözleşmeye uygulanacak hukukun doğru bir şekilde tespit edilmesi gerekir. Bu çalışmada ise, genel olarak hakem sözleşmesi ve bu sözleşmede yabancılık unsuru bulunması halinde ortaya çıkacak uygulanacak hukuk problemleri Türk Milletlerarası Özel Hukuku ve karşılaştırmalı hukuk çerçevesinde ele alınmıştır.