Ceza hukuk sisteminde mağdurun ihmal edildiğinin farkına varılması üzerine mağdur merkezli olmakla birlikte fail ile toplumun da menfaatlerini gözeten bir anlayış olarak ortaya çıkan onarıcı adalet sistemi, birçok yeni kurum ihdas etmiştir. Bu yeni kurumlardan biri olan uzlaştırma, onarıcı adalet anlayışı doğrultusunda gelişmiş ve Türk hukukunda da kendisine yer bulmuştur. Uzlaştırma temelde, mağdurun zararının karşılanarak süreçten tatmin bir şekilde ayrılması ve failin topluma entegre olmasını hedefleyen bir kurum olmasına rağmen çocuğun üstün yararı düşüncesi, suça sürüklenen çocukların yer aldığı uzlaştırma sürecinde çeşitli sorunlara neden olmaktadır. Bu çalışmada, onarıcı adalet anlayışının muhteviyatı ile suça sürüklenen çocukların yer aldığı uzlaştırma sırasında mağdurun karşılaşacağı sorunlar ile bunun çözümleri üzerinde durulacaktır.
The restorative justice system, which emerged as an understanding that is victim-centered but also considers the interests of the perpetrator and the society, has created many new institutions upon the realization that the victim has been neglected in the criminal law system. Conciliation, which is one of these new institutions, has developed in line with the restorative justice understanding and has also found a place in Turkish law. Although conciliation is basically an institution that aims to ensure that the victim leaves the process satisfactorily and integrates the perpetrator into the society, the idea of the best interests of the child causes various problems in the conciliation process involving juvenile delinquents. In this study, the content of the restorative justice approach and the problems that the victim will encounter during the conciliation involving juvenile delinquents and their solutions will be discussed.