Çalışmamızın konusu; Türk ve İngiliz Hukuku kapsamında ilân yoluyla ödül vaadinde bulunulması durumunun incelenmesidir. Çalışmamızda ilk olarak; ilân yoluyla ödül sözü vermenin hukuki niteliği ve doktrinde yer alan görüşlere değinilecektir. İlân yoluyla ödül sözü vermenin hukuki niteliği konusunda, Türk ve İngiliz Hukuku arasında farklılıklar mevcuttur. Ancak bununla birlikte; her iki hukuk düzeninde gerekli olan unsurlarının birebir aynı olduğunu ileri sürebiliriz. Türk ve İngiliz Hukuku kapsamında ilân yoluyla ödül sözü vermenin unsurları; istenilen bir sonucun gerçekleşmesi veya belirtilen edimin yerine getirilmesi karşılığında bir ödül sözünün verilmesi; ödül sözünün şahsen belirlenmemiş kişilere, kısacası kamuya yönetilmiş olması ve bunun ilân yoluyla yapılması olarak sıralanabilir. Çalışmamızın son kısmında ilân yoluyla ödül sözü vermenin hüküm ve sonuçları ve ödül sözü veren kişinin sözünden dönmesi durumu değerlendirilecektir. Son kısımda görüleceği üzere; Türk ve İngiliz Hukuku arasında bu konulara ilişkin olarak fark bulunmamakla beraber, çalışmamızın amacı, her iki hukuk düzeni bakımından aradaki farkların ve benzerliklerin değerlendirilmesi olacaktır.
The aim of this article is to examine the situation of promising an award by advertisement within the context of Turkish and English Law. Firstly; the legal nature of promising an award by advertisement and the views discussed in the doctrine will be analysed. As we will see in our study; there are major differences between Turkish and English Law regarding the legal nature of promising an award by advertisement. However, despite these differences; as for the elements of promising an award by advertisement, it is arguable that they are the same in terms of both legal systems. The elements of promising an award by advertisement within the context of Turkish and English Law are as follows: the promise of an award in exchange for the realization of a desired result or the fulfilment of the specified act; the promise of an award must be made to persons who have not been personally identified, in other words, it must be a unilateral promise made to the public and the promise must be made by an advertisement. In the last part of our study, the provisions and consequences of promising an award by advertisement and the status of the person deciding to withdraw from the promise will be evaluated. As it will be examined in the last part, there are similar regulations relating to this between Turkish and English Law. The aim of our study will be to evaluate the main differences and similarities between both legal systems.